Bu işin nasıl yapılacağı konusunda eğitim almış ve biyolojisini çalışmış biri olarak sizi temin ediyoruz, İstanbul’da bulabileceğiniz en iyi ve en lezzetli cold presses sebze/meyve suyu ve bitkisel bazlı yiyecekler sadece JÜS’te. İstanbul’da tek tük soğuk preslenmiş sebze/meyve suyu seçenekleri olsa da şimdiye kadar hem kalite, hem tat, hem de yaratıcılık açısından bizi tatmin edebilen bir yer bulabilmiş değiliz. Bizim hedefimiz, İstanbul’da bulunabilecek en yüksek standarttaki cold pressed sebze/meyve suyunu üretmek.

Merhaba, adım Aylin, JÜS İstanbul’un kurucusuyum.
Benim cold pressed sebze/meyve sularıyla tanışmam bundan 10 yıl önce oldu. O zamanlar Harvard Üniversitesi'nde okuyordum
ve beslenmemin artık bana ne fiziksel ne de duygusal açıdan hiçbir yararı olmadığının farkına vardım.
Kitlesel olarak pazarlanan klasik beslenme tavsiyelerini denedim,
fakat onlar da hiçbir işe
yaramadı. Tam da o sıralarda ünlü beslenme uzmanı ve NY
Times’ın çok satan yazarı Natalia Rose’u keşfettim. Yayınlamış
olduğu kitaplar sayesinde bitkisel bazlı yemekler ve soğuk preslenmiş
yeşil sebze/meyve suyu dolu daha bilinçli bir hayata adım
attım.
Çok kısa sürede hayatımın her alanında inanılmaz gelişmelere tanık
oldum – sağlık, güzellik ve baştan aşağı bir canlanma. Bunun üzerine,
çiğ yemek ve detoks üzerine ileri düzey eğitim aldım.

Ardından, Fresh
Energy Cookbook’un yazarı olan cold pressed juice endüstrisi danışmanı Doris Choi’nin öncülük ettiği evlere servis yapan
bir detoks yiyecek-içecek firmasında staj yaptım. Harvard’dan mezun olduktan sonra konu hakkında daha
fazla şey öğrenebilmek için New York’un çiğ, vegan ve organik cold pressed sebze/meyve suyu zinciri olan Organic Avenue için çalıştım.
Bu sırada klinik beslenme uzmanlığı sertifikası aldım. Hızlı bir
başlangıç yaparak GlowKitchen.com adındaki bitkisel beslenme odaklı
kendime ait bir blog açtım. Bu blog’da EcoSalon, Organic Authority ve
VegNews için yemek ve sağlıkla ilgili yazılar yazıp videolar çektim. New York şehrinde geçirdiğim bir yılın ardından baba
tarafındaki akrabalarımdan, çocukluk arkadaşlarımdan ve Türkçe'den daha
fazla uzak kalmamak; sağlıklı olmaya dair yeni olanakları keşfedebilmek
için İstanbul’a geldim. Dört yıl sonra da JÜS hayat buldu.